Sunday 1 June 2014

Brüksel Bİra Seyahatİ: 2.Bölüm

Arayı açtığımız için bu turun eski yazılarını unutmuş veya okumamış olabilirsiniz. İlk günü Brugge Bira mekanlarında geçen hızlı turumuzun ikinci gününde Brüksel’deyiz. Bira ile yapılan yemekler tadacak, tatlımızı kahve tadında biralar ile yiyeceğiz ve geceyi ağır abilerin sert biraları ile sonlandıracağız.. Keyfin doruklarında bir turun özeti için hazırsanız buyrun;


Bu turun eski yazıları için şu linkler tıklamanız yeterli;

Bir önceki bölümde Moeder Lambic’te kalmıştık. Buradan özel bir mekana doğru geçiyoruz. (bu arada ilerlemeyi aşağıdaki haritadan da takip edebilirsiniz. Mekanlar sırası ile işaretli durumda..)

NUETnigenough, ahşap eski bir dekor, büyük bir ayna, tavanda kristal avizesi ile bir evin salonu gibi, içeride 5-7 masa ve bir bar, dışarıda da küçük iki masa. Sokaktan geçerken kesinlikle dikkatinizi çok çekmeyecek bir yer. Ama bira sizin için bir manyaklığa dönüştü ise burayı zaten listenize eklemişsinizdir. Akşam yemeği saati yaklaşınca mekan doluyor. Özel bir yer olmasının nedeni sadece özenle seçilmiş bira menüsü değil, yemeklerin hatta tatlıların bile bira ile hazırlanıyor, servis ediliyor olması. Rochefort’lu Beef mi istersiniz, Belle Fleur’lu Steak mi? bitiriş için Orval’li puding nasıl olur? Özel tatların bizi bekliyor!

 Nuetnigenough Bira Menüsü

Menüde hangi biralar var yukarıdaki resimde mevcut. Ben bu kadar gezi, seyahate rağmen hala tadına bakmamış olduğum özel bir birayı seçerek menüyü incelemeyi sürdürüyorum. Saison Dupont! Yemeklere geçmeden yorumlayalım mı?;

Saison Dupont: Beyaz Köpük, Sarı, saydam bir renk. Bardakta çok gazlı değil. Koku adeta bir çiçek tarlasına dalmışsınız gibi, insanı canlandırıyor. Papatyalar, çimen ve bahar kokuları hakim. Tadım da içim gibi çiçeksi, eğlenceli, canlı, dengeli ve karakterli. Bir efsane içiyoruz ve önünde saygı ile eğiliyoruz. Alkol oranı %6,5. 

Puanım: 9/10 
RateBeer Puanı: 99/100








 
Ee ben de insanım, sabahtan beri bu kadar yemek ve biranın ardından ufak bir detoks çalışması yapmayı uygun buldum ve çorba ile giriş yaptım. Bakın bu biralı değil! Naneli brokoli çorbası. :) Babaannemin yaptığı gibi.. 

Sonrasında da Tercihim Belle Fleur’lu steak oldu. Resimler kendini anlatıyor. Menü biraz bulanık çıkmış ama özellikle ana yemekler çok özel bira sosları ile hazırlanıyor, küçük oldukça sıcak ve biraları ve yemekleri ile fark yaratan Brüksel’de kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir restoran. 

 Menü harika!


Aslında tatlılarını da denemek isterdim ama listede 2 mekan daha var! Hadi yola koyulalım ve tatlımızı başka bir mekanda yiyelim.

Manneken Pis Brüksel’e her gelen turistin ziyaret ettiği meşhur işeyen çocuk heykeli. Neden özeldir, neden ziyaret edilir bilmiyorum ama 2000 yılında yaptığım interrail’da burada bir resim çektirmiştim, 13-14 yıl sonra yine aynı mekanda aynı pozu vermek de nasip oldu bir önceki gelişimde.. Nedenini ben de bilmiyorum. Bu kadar detaya girmemin nedeni şimdiki mekanımızın bu küçük heykelciğin hemen köşesindeki POECHENELLEKELDER olması.

Adı yazılması en zor lokasyonlardan olan bu yer iç mekan olarak oldukça otantik, sıcak ve bir akşam yemeği için rahatlıkla tercih edilebilir. Ben hemen kapısının önünde etraftaki turistleri seyretmeyi ve havadar bir tercih yapmayı uygun buldum. Bira menüsünden bir kesit aşağıdaki gibi. Ben tercihimi garsonun yapmasını istedim ve çikolatalı bir tatlının yanına bana güzel kahve aromaları olan kesin bir bira getirmesini rica ettim. Sonuç aşağıdaki resimdeki gibidir;

 
Zwarte Piet: Devasa kahverengi bir köpük ve siyah bir renk. Köpük çok kalıcı olmadı ama hafif serin bir havada dışarıda oturuyorum, etkisi olmuş mudur bilemem. Koku kahve, kavrulmuş arpa ve hafif şerbetçiotu acılığı. Tadım koyu kahve, vurucu, yumuşak değil!. Kavrulmuş arpa tınıları ile karakterli, başarılı, alkolünü de hissettiren bir Belçika stout’u.. Damakta tatlar oldukça kalıcı.. Ahh ZİFT ahh, değerni bilmedik.. :)

Puanım:8/10 
RateBeer Puanı: 99/100

Bitmedi, devam. Geceyi turistlerin ve gençlerin yegane takılma mekanlarından Brüksel’in en ünlü barlarından ve bir bira sever için vaha olarak adlandırabileceğimiz Delirium’da kapamak lazım tabi ki..

Delirium Hoppy Loft (Üst Kat)

Delirium’un her katı farklı zevkler için. Benim büyük çoğunlukla tercihim, hep yalnız gitmek durumunda kaldığım için alt kattaki bar veya en üst kat olan hoppy loft. Hoppy Loft musluk menüsünde çok özel biralar bulabiliyor, orta ve alt kata göre nispeten sakin bir ortamda biranızı içebiliyorsunuz. Ben özellikle yeni kıta biralarını avrupada bulabildiğim yegane bar olduğu için delirium’da oldukça fazla vakit geçirmeye çalışıyorum. Bu mekana ilk ziyaretlerimden birinde kendimden geçtiğim bira tadımları için aşağıdaki linki tıklamanız yeterli.


Ben bu yoğun günün akşamında ne mi tercih ettim?

Mikkeller Beer Geek Brunch Weasel: Alkol oranı 10,9! Tüm gün içtiklerimizi düşününce hala ayakta olmamız bile başarı iken bir de bira yorumlayalım bakalım; Dehşetengiz koyu kahverengi dolgun bir köpük, siyah bir renk, yoğun ve kremamsı bir bira. Koku müthiş kompleks, kahve, tatlı ve bitter çikolata.. oldukça çekici. Tadım bitter çikolata, kahve, kavrulmuş kahve. Kesinlikle hafif bir bira değil. Bir önceki biramız kahve ise bu espresso. Damaklarımızı kavrulmuş tatlara doyurmuş olduk! 

Puanım 10/10 
RateBeer Puanı: 100/100







Pannepot 2007 Old Fishermans Ale: Efsanevi bira evi Struise’den. Değişik versiyonlarını tatmıştık. Hadi bunu da yorumlayalım. Köpüğünden stout olmadığını hissediyorsunuz, renk siyah- koyu kırmızı arası. (karanlıkta görebildiğim kadarı ile) Koku kırmızı meyveler, vahşi, ekşi, vişne, frambuaz. Tadım asidik, ekşi, vişne. Beklentinin aksine bir vuruş ile tokat gibi çarpan bir bira. %10 alkolü de göz önüne almak lazım. Başyapıt. 

Puanım 9/10 
RateBeer Puanı: 100/100

Bu bira evinden oldukça fazla bira içtim ve yorumladım. Ama müthiş bir özet ve biraevi hakkında bilgi için açacağım yegane sayfa şu aşağıdakidir;


Gün bitti. Bir sonraki gün için heyecanlıyım. Nedeni Belçika’da yaşayan Bira Yazarı ve Sevdalısı iki Türk ile tanışma ve birlikte bira yudumlama planının mevcut olması. Beerader ve YıldırımBiracılık. Müthiş bir gün bizi bekliyor.. Biz de sizi yeni yazıları okumaya yine buralara bekliyoruz :)


6 comments:

  1. Mikkeler guzel secim, tabii Belcika'da Danimarka kreasyonlari icmek biraz ihanet gibi ama olsun :) Delirium Cafe'de gecirdim 5 gunu (iki seferde) zevkle hatirlarim hala. Sizinle yazsimayi isterim, ozellikle Ratebeer'de aktivasyon oldugunu gordukten sonra...

    ReplyDelete
  2. Selamlar,
    Türkiye'de gerçke bir birasever ile tanışmak benim için bir keyif olur. Biraatolyesi@gmail.com adresine mail atabilirseniz hem rateBeer account'unuzu öğrenmiş olurum hem de belkide güzel bir muhabbetin yolunu açmış oluruz.

    Belçika'ya nispeten sık gidiyorum,Delirium dünya biralarına kolay ulaşabildiğimender mekanlardan. bu yüzden burada bira da farklı ülke biralarına yöneliyorum..

    ReplyDelete
  3. Bira Atolyesi,

    Tekrardan ellerine sağlık demek istiyorum bu güzel yazı dizisi için. Bahsettiğin gibi Poechenellekelder ve Nuetnigenough turistik konumlarına rağmen bayağılaşmamış çok özel mekanlar. Poechenellekelder, özellikle De la Senne biraları ; Nuetnigenough ise Alvinne için ziyaret edilebilir. Bildiğim kadarıyla sahiplerinin bu iki biraevinin kurucuları ile yakın dostlukları var. Hatta Alvinne'in Nuetnigenough için özel ürettiği 'Niks Meer Nodig (tr: daha fazlasi gerekmez)' adında bir bira bile var.

    Ayrıca bu güzel yazı içindeki beerader.com referansların için de ayrıca teşekkürler. Son yazıyı (özellikle) heyecanla bekliyoruz ;)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Beerader Selamlar,

      Yorum ve görüşler için çok teşekkürler. Aslında bu mekanlara gitmeden önce senden tavsiye ve bilgi almak lazım ama olmadı. Gerçi en met ettiğiniz yer de hep kapalıydı ama olsun :) (Delices Caprices)

      Belçika Bira hastalığım nedeni ile hep rotamda olan bir lokasyon, Aynı mekanları tekrar ziyaret etmeye vaktim olursa belirttiğin detaylara dikkat edip bu biraları tatmaya çalışacağım. :)

      Mekanların hikayeleri eminim çok güzel ve derindir, ama yazıyı çok uzatmamak için bira detayına yoğunlaşıyorum,bu mekanlar için sen bir yazı yazsan eminim büyük keyif ve sayfalarca önemli detay olur.. Bekleriz bu türde yazılar da.. Seyehatname-i Meşrubat'tan sonra bir Mekan-ül Değerlendirme yazı serisi bize ışık tutar.

      Bu bölümün son yazısı için beklenti yüksek olmasın, o keyfi kelimelere dökmek zor, ee biraz da kafalar güzel oldğu için 1-2 resim dışında ne bira yorumu ne de lokasyon değerlendirmesi olamayacak gibi..

      Görüşmek dileğiyle..

      Delete
  4. Brüksel'den bira yapımı için alışveriş yaptınız mı? Merkeze yakın bir yerlerde gidip alınabilecek bir dükkan var mı bildiğiniz? Normalde ben otele kargoyla göndertiyorum ama bir arkadaş turla gidecek, öyle bir dükkan varsa rica edeceğim kendisinden uğramasını.

    Aybars

    ReplyDelete
  5. Aybars Selamlar,
    Brüksel'de bira yapımı ileilgili alışveriş yapmadım. Genelde stoklarımın olduğu döneme denk geldi saırım, bir araştırma da yapmadım.

    Yeni malzemeler gelecek anlaşılan, kolay gelsin şimdiden..

    ReplyDelete