Friday 13 June 2014

Yüksek Mühendİs!

Vecihi diyince aklınıza sadece Gülen Gözler filmindeki oyunu ile Şener Şen geliyorsa ve bu ismin arkasındaki gerçek kişiyi tanımıyorsanız üzücü!. Atölyemizin 13. Birasını o karakterin arkasındaki büyük insana 'Vecihi Hürkuş'a adıyoruz. İdealleri uğrana bir hayat yaşamanın herkese nasip olması dileğiyle..(NOT: logoda kullanılan  Vecihi Hürkuş tasarım ve çizimi Naci Yavuz Bey'e ait olup kullanımı Tayyareci Vecihi Hürkuş Derneği'ne hediye edilmiştir. )

Bira Atölyesi 3 Mühendis'ten kurulu amatör bir ekip. Daha önce detaylarını paylaştığımız (blogun da en çok okunan yazısı durumunda) 'Mühendis' isimli bir bira yapmıştık. Temamız çoğunlukla İstanbul olduğu için bu konu ile özdeşleşecek logomuz Hazarfen Ahmet Çelebi'nin Galata kulesinden uçuşu görseli idi.


Şimdi artan deneyimlerimiz ile Yüksek Mühendis'i ürettik. Mühendis'e göre daha yüksek alkollü, ale türü bir bira. Ustalık eserimiz mi?.. Göreceğiz...  DIPA (Double India Pale Ale) türüne yakın bir ürün bekliyoruz. Şerbetçiotunu bol tuttuk..

Önce Reçetemizi paylaşalım;
    2,7 kg Pale Malt
    0,375 kg Cara Amber
    30 gr American Bravo @ 60dk
    40 gr Challenger @ 35dk
    30 gr Challenger @ 15dk
    30 gr Challenger @ 0-5dk

Bu birada kaynama öncesi yaklaşık 200 gr esmer şeker kullanıldı. Bunu ilk defa deniyoruz..
Üretim prosesi ve biramızın hikayesi ise şu şekilde..

Önce hayal etmek lazım! Ardından planlamak ve son olarak da icraata geçmek. Ve belkide en önemlisi hatalardan yılmamak, ders çıkarıp devam etmek..

Yanda hayal sürecinden bir görüntü. Sonuçta ne olsun istiyoruz? Hangi maltı kullansak? hangi şerbetçiotu ne kadar kullanılmalı? bunlar kağıda dökülüyor.

Diğer biralarda neler yaptık, bunda ne yapmak istiyoruz tartışılıyor. En önemli karar vericilerden biri de eldeki malzeme, ne varsa o kullanılıyor sonuçta.. :)





  İşe giriştik, malt öğütme süreci, ardından mayşeleme başlayacak ve 65-70 derece arasında maltımız sıcak suda bir saat şekerini ve aromalarını bırakacak.

Bundan sonraki adımları diğer yazılarımızdan okumuşsunuzdur. Kısa özetle;

- Kaynatma, farklı sürelerle şerbetçiotlarının girişi de bu aşamada gerçekleşiyor.

- Soğutma, hidrometre ölçümü ve son olarak da mayayı ekleyerek beklemeye geçme..

Tüm bu süreç yaklaşık 4-5 saat alabiliyor. Çünkü çok değinmediğimiz ama bira yapmanın en önemli süreci olan temizlik ve sterilizasyon vakit alıcı bir çalışma. bu konuda da çok iyi değiliz ne yazık ki! :)


Yanda 2 fermenter kovası görüyorsunuz. Gün sonunda birden kazan doğurmadı tabi ki! %100 kendi reçetemiz ve üretimimiz (Malttan, all-grain üretim) YÜKSEK MÜHENDİS dışında aynı gün KİT'ten bir bira üretimi daha gerçekleştirdik. Onun hikayesi yakında yine burada olacak..









Hayal etmek lazım, ideallerin peşinden gitmek lazım. Günümüzde bu oldukça zor. Sadece keyif aldığınız ya da bildiğiniz işi yaparak yaşayamıyorsunuz. Biz en azından bu hobimiz ile kendi ürettiğimiz bir ürünü içmenin ve deneyimlerimizi paylaşmanın keyfini yaşıyoruz. Bu keyifle birlikte sizlerin paylaşımları, yorumları, geri bildirimleri bizileri çok mutlu ediyor.Lütfen yorum bırakmayı, mail atmayı sürdürün..

Yüksek Mühendis Şişelendi ve Etiketlendi..


Atölyemizin Özel Etiket Tasarımı olan biralarından bir görüntü..

Yazının girişinde belirittiğimiz üzere bu keyfi yaşarken 13. biramızı da hayatını bir ideal uğruna yaşamış çok değerli insan Vecihi Hürkuş'a adamayı uygun bulduk. Sosyal medayda çokça paylaşılan videosunu hala izlemediyseniz aşağıdaki gibidir;


Hakkında biraz bilgilenmek için ise; Vecihi HÜRKUŞ 
Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği : http://www.tayyarecivecihi.com/

İstanbul'a yapılacak 3. Havaalanına bu kişinin ismi verilse ne güzel olur değil mi?

Kadıköy'de bu özel insanın bir de heykeli var..

Umarız herkes idealleri ve hayalleri doğrultusunda bir hayat yaşamayı başarır ya da en azından keyif aldığı hobiler ile uğraşma keyfini yaşar..

Artık Vecihi diyince aklınıza da 'Panic In The Sky' - Şener Şen değil, Vecihi HÜRKUŞ gelir.. :)
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere..

NOT: Logo'da kullanılan görsel internette bulunan çizimlerden alınmıştır.

Resimler, resimler, resimler;
 Şefin menüsünde bol şerbetçiotlu bir bira var..
Şişeleme Hazırlıkları

Şişeleme öncesi Hidrometre ölçümü şart.

 Bu adam nereye bakıyor?? 

Şişe kapatma aparatı ve aşaması
Devamı için

Sunday 1 June 2014

Brüksel Bİra Seyahatİ: 2.Bölüm

Arayı açtığımız için bu turun eski yazılarını unutmuş veya okumamış olabilirsiniz. İlk günü Brugge Bira mekanlarında geçen hızlı turumuzun ikinci gününde Brüksel’deyiz. Bira ile yapılan yemekler tadacak, tatlımızı kahve tadında biralar ile yiyeceğiz ve geceyi ağır abilerin sert biraları ile sonlandıracağız.. Keyfin doruklarında bir turun özeti için hazırsanız buyrun;


Bu turun eski yazıları için şu linkler tıklamanız yeterli;

Bir önceki bölümde Moeder Lambic’te kalmıştık. Buradan özel bir mekana doğru geçiyoruz. (bu arada ilerlemeyi aşağıdaki haritadan da takip edebilirsiniz. Mekanlar sırası ile işaretli durumda..)

NUETnigenough, ahşap eski bir dekor, büyük bir ayna, tavanda kristal avizesi ile bir evin salonu gibi, içeride 5-7 masa ve bir bar, dışarıda da küçük iki masa. Sokaktan geçerken kesinlikle dikkatinizi çok çekmeyecek bir yer. Ama bira sizin için bir manyaklığa dönüştü ise burayı zaten listenize eklemişsinizdir. Akşam yemeği saati yaklaşınca mekan doluyor. Özel bir yer olmasının nedeni sadece özenle seçilmiş bira menüsü değil, yemeklerin hatta tatlıların bile bira ile hazırlanıyor, servis ediliyor olması. Rochefort’lu Beef mi istersiniz, Belle Fleur’lu Steak mi? bitiriş için Orval’li puding nasıl olur? Özel tatların bizi bekliyor!

 Nuetnigenough Bira Menüsü

Menüde hangi biralar var yukarıdaki resimde mevcut. Ben bu kadar gezi, seyahate rağmen hala tadına bakmamış olduğum özel bir birayı seçerek menüyü incelemeyi sürdürüyorum. Saison Dupont! Yemeklere geçmeden yorumlayalım mı?;

Saison Dupont: Beyaz Köpük, Sarı, saydam bir renk. Bardakta çok gazlı değil. Koku adeta bir çiçek tarlasına dalmışsınız gibi, insanı canlandırıyor. Papatyalar, çimen ve bahar kokuları hakim. Tadım da içim gibi çiçeksi, eğlenceli, canlı, dengeli ve karakterli. Bir efsane içiyoruz ve önünde saygı ile eğiliyoruz. Alkol oranı %6,5. 

Puanım: 9/10 
RateBeer Puanı: 99/100








 
Ee ben de insanım, sabahtan beri bu kadar yemek ve biranın ardından ufak bir detoks çalışması yapmayı uygun buldum ve çorba ile giriş yaptım. Bakın bu biralı değil! Naneli brokoli çorbası. :) Babaannemin yaptığı gibi.. 

Sonrasında da Tercihim Belle Fleur’lu steak oldu. Resimler kendini anlatıyor. Menü biraz bulanık çıkmış ama özellikle ana yemekler çok özel bira sosları ile hazırlanıyor, küçük oldukça sıcak ve biraları ve yemekleri ile fark yaratan Brüksel’de kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir restoran. 

 Menü harika!


Aslında tatlılarını da denemek isterdim ama listede 2 mekan daha var! Hadi yola koyulalım ve tatlımızı başka bir mekanda yiyelim.

Manneken Pis Brüksel’e her gelen turistin ziyaret ettiği meşhur işeyen çocuk heykeli. Neden özeldir, neden ziyaret edilir bilmiyorum ama 2000 yılında yaptığım interrail’da burada bir resim çektirmiştim, 13-14 yıl sonra yine aynı mekanda aynı pozu vermek de nasip oldu bir önceki gelişimde.. Nedenini ben de bilmiyorum. Bu kadar detaya girmemin nedeni şimdiki mekanımızın bu küçük heykelciğin hemen köşesindeki POECHENELLEKELDER olması.

Adı yazılması en zor lokasyonlardan olan bu yer iç mekan olarak oldukça otantik, sıcak ve bir akşam yemeği için rahatlıkla tercih edilebilir. Ben hemen kapısının önünde etraftaki turistleri seyretmeyi ve havadar bir tercih yapmayı uygun buldum. Bira menüsünden bir kesit aşağıdaki gibi. Ben tercihimi garsonun yapmasını istedim ve çikolatalı bir tatlının yanına bana güzel kahve aromaları olan kesin bir bira getirmesini rica ettim. Sonuç aşağıdaki resimdeki gibidir;

 
Zwarte Piet: Devasa kahverengi bir köpük ve siyah bir renk. Köpük çok kalıcı olmadı ama hafif serin bir havada dışarıda oturuyorum, etkisi olmuş mudur bilemem. Koku kahve, kavrulmuş arpa ve hafif şerbetçiotu acılığı. Tadım koyu kahve, vurucu, yumuşak değil!. Kavrulmuş arpa tınıları ile karakterli, başarılı, alkolünü de hissettiren bir Belçika stout’u.. Damakta tatlar oldukça kalıcı.. Ahh ZİFT ahh, değerni bilmedik.. :)

Puanım:8/10 
RateBeer Puanı: 99/100

Bitmedi, devam. Geceyi turistlerin ve gençlerin yegane takılma mekanlarından Brüksel’in en ünlü barlarından ve bir bira sever için vaha olarak adlandırabileceğimiz Delirium’da kapamak lazım tabi ki..

Delirium Hoppy Loft (Üst Kat)

Delirium’un her katı farklı zevkler için. Benim büyük çoğunlukla tercihim, hep yalnız gitmek durumunda kaldığım için alt kattaki bar veya en üst kat olan hoppy loft. Hoppy Loft musluk menüsünde çok özel biralar bulabiliyor, orta ve alt kata göre nispeten sakin bir ortamda biranızı içebiliyorsunuz. Ben özellikle yeni kıta biralarını avrupada bulabildiğim yegane bar olduğu için delirium’da oldukça fazla vakit geçirmeye çalışıyorum. Bu mekana ilk ziyaretlerimden birinde kendimden geçtiğim bira tadımları için aşağıdaki linki tıklamanız yeterli.


Ben bu yoğun günün akşamında ne mi tercih ettim?

Mikkeller Beer Geek Brunch Weasel: Alkol oranı 10,9! Tüm gün içtiklerimizi düşününce hala ayakta olmamız bile başarı iken bir de bira yorumlayalım bakalım; Dehşetengiz koyu kahverengi dolgun bir köpük, siyah bir renk, yoğun ve kremamsı bir bira. Koku müthiş kompleks, kahve, tatlı ve bitter çikolata.. oldukça çekici. Tadım bitter çikolata, kahve, kavrulmuş kahve. Kesinlikle hafif bir bira değil. Bir önceki biramız kahve ise bu espresso. Damaklarımızı kavrulmuş tatlara doyurmuş olduk! 

Puanım 10/10 
RateBeer Puanı: 100/100







Pannepot 2007 Old Fishermans Ale: Efsanevi bira evi Struise’den. Değişik versiyonlarını tatmıştık. Hadi bunu da yorumlayalım. Köpüğünden stout olmadığını hissediyorsunuz, renk siyah- koyu kırmızı arası. (karanlıkta görebildiğim kadarı ile) Koku kırmızı meyveler, vahşi, ekşi, vişne, frambuaz. Tadım asidik, ekşi, vişne. Beklentinin aksine bir vuruş ile tokat gibi çarpan bir bira. %10 alkolü de göz önüne almak lazım. Başyapıt. 

Puanım 9/10 
RateBeer Puanı: 100/100

Bu bira evinden oldukça fazla bira içtim ve yorumladım. Ama müthiş bir özet ve biraevi hakkında bilgi için açacağım yegane sayfa şu aşağıdakidir;


Gün bitti. Bir sonraki gün için heyecanlıyım. Nedeni Belçika’da yaşayan Bira Yazarı ve Sevdalısı iki Türk ile tanışma ve birlikte bira yudumlama planının mevcut olması. Beerader ve YıldırımBiracılık. Müthiş bir gün bizi bekliyor.. Biz de sizi yeni yazıları okumaya yine buralara bekliyoruz :)


Devamı için