Wednesday, 31 July 2013


Bira içmeye ve yapmaya uzak kaldığımız şu günlerde en çok özlemini çektiğim şeyler Bira ve Futbol. Bira Atölyesi ve Beşiktaş. Bugünkü yazının konusu 2 büyük tutkunun tek potada eritilme çalışmasıdır. Bir denemedir.

3 arkadaş, yaklaşık 7 Ay ve 11 bira. Her biranın hikayesine bu blogtan tek tek değinmeye çalıştık, iyi ya da kötü sonuçları paylaştık. Peki genel olarak bir ilk sezon değerlendirmesi alsak fena mı olur?

11 farklı biranın saha dizilimini yapmamız gerekirse aşağıdaki şekilde oluşuyor;


Öncelikle bizin TFF kurallarında ayrı olarak 7 yabancı ile sahadayız. Bira’da yabancı kuralı nasıl mı oluyor? Kit üretimi biralarımızı yabancı oyuncu olarak değerlendiriyorum. Kendi reçetelerimiz ile yaptığımız biralar ise yerli oyuncularımız. Toplam 4 de yerli oyuncumuz var. Yerli oyuncu yettiştirmek (malttan bira  yapmak) zahmetli ve hassas bir süreç.

Kalede atölyenin ilk üretimi olan No.1 Pale Ale var. Bir yerli oyuncu. İlk denememizde başarıya ulaşmış olmamız kalan 10 biranın yapımını sağladı açıkçası. Kalede güven veren ve tüm kadronun oluşmasını sağlayan biramız Beşiktaş’ın geçmiş sezonlardaki büyük sıkıntısına tezat oluşturur nitelikte. Yani bu yerli biramızı Cenk değil de bu sene kadromuza kattığımız Tolga olarak düşünebiliriz.

Defans dörtlümüz kadro olarak sağlam ama büyük handikaplar da içeriyor. Sağ kanattan başlamak gerekirse;

Sağ Bek mevkii bir yabancıya bırakılmış durumda. Belgian Tripel. Yüksek alkol oranı, nisebeten koyu rengi ile sağlam, net bir bira. %9 alkol oarnına sahip ama hissettirmiyor. İşini yapıyor. Tabi ki Hilbert gibi. Hilbert’in gidişi bizi üzdü. Seneye bu bölgede yerli oynatmayı umuyoruz ama aynı oranda başarı sağlar mıyız hem Bira Atölyesi hem de Beşiktaş açısından emin olamıyorum açıkçası.

Sol Bek tam bir Bomba. Meşhur patlayan biramız Mülayim. Eee tabi ki; Uğur Boral. Biz Atölye olarak en azından 1 kere patladık, Beşiktaş sene boyunca Uğur, Gökhan, Escude, Ersan ile bu bölgede hep patladı. Bu sol bek işini acil çözmemiz gerekli. Buraya nasıl bir bira yapacağımız ancak kış aylarında netleştirilebilir.

Stoper mevkiine geçiş yapalım.

İlk stoperimiz yabancı bir oyuncu olan Irish Stout. Atölyemizin en başarılı yabancı oyuncularından (Kit Birası). Kim olduğunu tahmin etmek güç değil. Sivok Reis. Bu sene de en güvendiğim adamlardan. Ayrıca Beşiktaş açısından değerlendirmeyi derinleştirdiğimizde bu bölgeye transfer edilen Pedro Franco da net anlamda çok iyi transfer. Bu bölgede sıkıntı yaşamayız.

İkinci stoperimiz yerli. Sert bir reçete, simsiyah esmer bir bira ama o kadar sert ki bira olmaya konsantre olamıyor. İçimi zor. ZİFT. Yani İbrahim Toraman. Kaptanın yüreğini sahaya koymasını her zaman takdir ederim ve birçok kişinin aksine beğenirim fakat sertliği ve siniri bazen kontrolü kaybetmesine ve Beşiktaş kaptanı gibi davranmamasına yol açıyor.

Orta sahamız 5’li düzenle oluşturuldu. Defansın önünde bir ön libero, ortada iki merkez orta-saha ve kanatlar şeklinde oluşturulan Bira Atölyesi kadrosuna gelin birlikte göz atalım;

Defansın önünde Beşiktaş yerli, Atölye yabancı oyuncu oynatmak durumunda. Bu bölge takım için en kritik yerlerden biri, Beşiktaş Necip gibi bir özdeğer ve Veli gibi enerjisi yüksek oyuncular ile bu bölgeyi tutmaya çalıştı. Necip’in beklentilerin biraz altında kalması, Veli’nin ise elinden geleni yapması pek yetmedi. Bira atölyesinde ise durum benzer. Potansiyeli yüksek hatasız bir bira olmasına rağmen türünün tadını pek alamadığımız Buğday Birası ön libero’da. Bu bölgeye Beşitaş da henüz bir hamle yapmadı. Seneye sıkıntı yaşama ihtimalimiz yüksek.

Gelelim takımın en güçlü bölgesine. Orta sahanın ortası.

 
İlk orta saha oyuncumuz yerli. Atölye’nin kendi reçetesi ile ürettiği en iyi bira. Saaz şerbetçi otundan adını alan Saaz Blonde. Herkesin buradaki oyuncuyu tahmin edebileceğini düşünüyorum. Hayır hayır o değil, yerli dedik; Oğuzhan Özyakup. Beklentileri aşan, Beşiktaş’ın ve Türk futbolunun umut ışığı. Umarım seneye de bu şekilde devam eder.

 











İkinci orta saha oyuncumuz bir yabancı. Sert. Başarılı. Karakterli. Evet o Manuel Fernandes yani Indian Pale Ale (I.P.A). Bu biramız atölyenin en iyi kit üretimlerinden biri. Tek sorunu bazen şişeden şişeye aynı kaliteyi göstermemesi. Fernandes’in maç seçmesi gibi yani. Ama bu türün hastası bir ekip olarak seneye sert bir IPA olacağını düşünüyor ve umuyorum.







 





Sol kanat bu sene Türkiye’de beklentileri oyun ve skora katkı olarak en çok aşan futbolcuya emanet. Bira Atölyesi 10 yani Olcay Şahan. Olcay Şahan'ın sırt numarasını taşıyan biramız bir Amber Ale. Görünümü kokusu ve tadı ile atölyenin iyi biralarından.

Sağ kanat ne yazık ki bira atölyesi açısından hayal kırıklığı. Nut Brown Ale. Fındık ülkesi Türkiye’mizden güzel bir bira çıkarmayı isterdik ama sonuçta yabancı bir bira. İstediğimiz kaliteyi tuturamadık. Holosko seni seviyoruz..

 








Tek forvet oynayan takımımızda Beşiktaş bu bölgeyi Almedia ve sakatlığı sonrası Pektemek ile doldurmaya çalıştı. Rakipleri değerlendirdiğimizde bence zayıf kalan bir bölge. Bira Atölyesi açısından durum o kadar kötü değil. Kendi reçetemizi uyguladığımız yerli oyuncu statüsündeki Mühendis çok kompleks bir bira. Potansiyeli çok yüksekti ve çok daha iyi bir sonuç bekliyorduk ama prosesin çok kontrollü olamaması sonucun biraz beklentilerin altında olmasına neden oldu. Mühendis atölyemizin son birasıydı.











Görüldüğü gibi iyi oyuncular var, sıkıntılı bölgeler var. Yeni sezonda Beşiktaş da Bira Atölyesi de yeni bir başlangıç yapabilme umudu ile çalışacak. sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.

Artık yaptıklarımız yazmaktan ve içemketen yorulduk. Yeni ufuklara yelken açmak için bazı sıkıntıları aşmamız gerekiyor. tutkuyu devam ettirmek için elimizden geleni yapıyoruz. haberler yine burada olacak. görüşmek üzere.

Devamı için

Monday, 8 July 2013

'BOMBACI' MÜLAYİM

Atölye dostları ile çeşitli mecralarda (facebook, twitter, websitemiz) bira yapımına doğal şartların uygun olmaması nedeni ile (oda sıcaklıklarının 17-22 derece arasında korunamadığı yaz aylarında olmamız nedeni ile) bir süre ara verdiğimizi duyurmuştuk. Bu esnada boş durmak olmaz tabi ki. 

Yeni biralarımız için çalışmalarımızı ve altyapı hazırlıklarımızı sürdürürken bu siteden değişik ülkelerden bira tadımlarına ve biraya dair haberlere yer vermeyi sürdüreceğiz. Bu ilk yazımızın konusu imal ettiğimiz bir birada yaşanılan sıkıntılar olacak :) (Not, yazıyı aşağıda linki verilmiş müzik eşliğinde okumanız ayrı bir hava katacaktır..)

İşe başlarken ve hemen her yazıda değindiğimiz üzere amatör bir uğraş bizimkisi. Emeğimizi yudumlamak ve Bira'ya duyduğumuz tutkuyu bir hobi ile taçlandırmak. Bugüne kadar 11 farklı bira yaptık. Her biramızdan istediğimiz sonucu da elde edemedik.. Bunları paylaşmaktan da gocunmuyoruz çünkü bu yazıları okuyan, bizim gibi bu hobi ile ilgilenen kişilere yol göstereceğini umuyoruz.

Bu siteden 'Mülayim' olarak tanıtınımı yapmış olduğumuz ve yazı içerisinde büyük usta Kemal Sunal'ın 'Bombacı Mülayim' karakterine gönderme yaptığımız 'Mild Ale' biramız tam da bu göndermeye yakışır şekilde bombalamaya başladı. İlgilenenler için yazı: http://biraatolyesi.blogspot.com/2013/04/mulayim.html

Nasıl mı?;

Atölye biraları tamamemn doğal yollarla üretiliyor. Bira'ya alkol katılmaz zaten ama biz gaz da basmıyoruz. Şişelediğimiz biralarımızn fermantasyona devam edebilmesi ve kapaklar açılıp bardaklara dolunca harika köpüğün ve gazlılığın oluşması için şişeleme öncesinde belirli bir oranda şeker katılıyor. Dünyanın en iyi biraları şişede ve/veya özel fıçılarda fermantasyona ve olgunlaşmaya devam eder. Bizimkiler de öyle. 'Bottle Conditioned' yani.

İşte bu noktada yapılan hidrometre ölçümleri, şişelenecek bira mıktarı ve istenen alkol ve gazlılık oranına göre doğru oranda şeker katılması çok önemli. :)

Biz Mülayim biramızı üretirken toleransın biraz üst sınırlarında kalmışız sanırım.. Yazın sıcaklıkların artması ve gazların iyice genleşmesi ile bizim Mülayimler patır patır patlamaya başladı. Cam şişeyi patlatabilecek bir basınçtan söz ettiğimiz için şakası yok.. Gecenin bir yarısı patlama sesleri uyandığınızı, farklı odalara sıçrayan cam kırıkları olduğunu düşünün.. Bu sebeple tüm Mülayim serisi başarısız bir bira olarak açılmış ve tüketilmiştir. Tüm şişe açılımları bir şampanya edası ile mutfakları şenlendirmiştir..

Bir dönemin insanları için gerilim deyince arkada şu fon müziği çalar, gerilmeden, keyifle içeceğimiz yeni biralarda buluşmak üzere ve girişteki resimde olduğu gibi bir bakışı ile bizi güldüren ve çok şey anlatan büyük usta'ya saygılarımızla;


Hatıra olarak sadece resimler kaldı. Bir ksımını aşağıda görebilirsiniz;





Devamı için