Amatör ev
biracılığımızın bu 15. ürünü daha önce ‘ZİFT’ adı ile ürettiğimiz biramızın
yeniden yorumlanması. Amaç o biramızdaki tadı yakalamak ve derinleştirerek biraz daha uçlarda bir bira
üretmekti. Sonuç ne mi oldu? Nasıl mı ürettik? Yazının devamı bu soruların cevabını merak edenleri aydınlatacaktır.
Bu biranın hikayesine geçmeden köklere dönmekte ve ‘ZİFT’i hatırlamakta yarar
var; http://biraatolyesi.blogspot.com.tr/2013/02/zift.html
Amatör günlerimizin (hala dibine kadar amatörüz bu arada :) ) ilk ürünlerinden ve kendi reçetemizle yaptığımız ilk 'Siyah' bira olan ZİFT hem adı hem tadı ile beğeni toplamıştı. Hatta içiminin ağırlığından 1 şişenin bitirilemediği ile ilgili dönen efsanelerden sonra tek dikişte içiş iddialarına konu olan bu özel birayı tekrar yorumlamak şarttı.
Bu hikayenin ardından Zift’in Peki’ni şekillendiren ana unsurun eski reçete olduğunu düşünebilirsiniz, ne yazık ki öyle olmadı, yapım aşamasını sınırlayan 2 ana etken vardı,
1 - Oldukça
sert, koyu bir bira yapma isteği,
2 -
Elimizdeki hammaddeler.
İkinci maddenin etkisi oldukça büyüktü çünkü özellikle şerbetçiotunda
stoklar tükendi. :)
Bira Atölyesi'ni özel kılan ana etkenlerden birinin de her biraya ait bir hikaye ve buna bağlı logo, isim ve tasarımlar olduğunu düşünüyoruz. Umarım sizler de buna katılıyorsunuzdur. Kendimiz çalıp kendimiz oynamayalım değil mi? Zift'te, o
katran karası siyah biramızda logomuz Galata Kulesi'ydi, renk tonları ve ismi
ile en çok ilgi çeken biralarmızdan biriydi. Bu yeniden yorumlama üretiminde de köklere
sahip çıkarak etiket tasarımımızda karanlık dar bir sokağın sonunda bir güneş
gibi doğan Galata Kulesi resmi bize ilham oldu.
Ucundan
köşesinden Ev Biracılığına bulaşanlar için anlam ifade edeceğinden önce
reçetemizi paylaşalım.
MATLAR:
2620
gr Pale Malt
500 gr Kristal Malt
575 gr Muntons Black Patent
ŞERBETÇİOTLARI:
German Smaragd 28 gr
German Opal 28 gr
Whitbread Golings Variety 28 gr
MAYA:
Safale S-05
Öğütme aşamasının ardından ana hammaddelerimiz hazır..
İmalat sürecine bu blog'u takip edenler artık aşina olmuşlardır ama yine de özet geçelim;
Hammaddenin öğütülmesinin ardından 67-68 derece 1 saat bekletilen mayşemiz çeşitli sürelerde kazana atılarak aroma ve acılığını bırakacak olan şerbetçiotlarının katılımı ile 1 saat kaynatılıyor. Bu prosesi biraz daha detaylı olarak diğer yazılarda da bulabilirsiniz. Zaten talep üzerine temelde bira yapım prosesini basitçe anlatan bir yazı da orta vade planlar içine alındı.
Hammaddenin öğütülmesinin ardından 67-68 derece 1 saat bekletilen mayşemiz çeşitli sürelerde kazana atılarak aroma ve acılığını bırakacak olan şerbetçiotlarının katılımı ile 1 saat kaynatılıyor. Bu prosesi biraz daha detaylı olarak diğer yazılarda da bulabilirsiniz. Zaten talep üzerine temelde bira yapım prosesini basitçe anlatan bir yazı da orta vade planlar içine alındı.
Küçük üretimler ile hem daha çok
çeşit bira yapma hem de proses takibini kolaylaştırma hedefi doğrultusunda bu
biramızda yaklaşık 10 lt hedefi ile gerçekleştirdik. Mayşeleme, yağmurlama ve
kaynatma sonucunda ilk hedefimiz olan zift gibi simsiyah bir renge sahip
olduk.
Hidrometre (alkol ölçümü) ölçümü
ise muazzam; 1,087 OG! Eğer bu birayı aynen bu şekilde fermentasyona bırakıp ardından şişeleseydik yüzde
9,5/10,5 alkole sahip bir biramız olacaktı.. İnsafa gelerek biramızı zaten
şerbetçiotunu çok kullandığımız için biraz seyrelttik ve 1,055 OG ile fermenter
kovamıza aldık.
Tüm bu proses 4-5 saat sürebiliyor. Tabi ki bu esnada Bira Atölyesi biralarından içiyoruz. Boşuna mı yaptık.. Son biramız Küfe.. Görüntü ve köpük harika.. Sizce nasıl? Tadımda bazı sıkıntılar olsa da adı ile, türü ile özel bir biraydı. hikayesi için; http://biraatolyesi.blogspot.com.tr/2014/09/kufe.html
Fermentasyonun 1 haftaya yakın sürmesini
bekliyorduk ancak erken tamamlandı, şişeleme prosesinden görüntüler yanda. Şişe hazırlığı en uzun zaman alan işlerden. Şişeler tek tek yıkanıyor, etiketleri sökülüyor, önce sıcak su ile bulaşık makinesinde yıkanıyor ardından fırında sıcak ortamda tutuluyor. Zor iş değil ama kolay da değil.. Aşk lazım...
Etiket basımı ve
kesilerek tek tek şişelere yapıştırılması ne içimi ne tadı etkileyen bir
unsur. Ama o olmadan da keyfi olmuyor açıkçası. Sonuçta bu amatör hobi
bizim kendi geçmişimize dair aldığımız notlar. Hikayeleri ile, logoları
ile hatırlamak güzel olacaktır..
Zift'in Pek'i Ordusu Hazır
TADIM NOTLARI:
Bir önceki yazıyı
okuduysanız bileceğiniz üzere bu biramızı ev yapımı bira tadım gününde dostlarla paylaştık.
Bu seviye koyu maltların kullanıldığı bir bira için genç denilebilecek bir
zamanda içilmiş olsa da sonuçlar şu şekilde olmuştu;
‘Zift’in Peki’: ismi ve
öncesindeki reklamları dolayısı ile merakla beklenen bir biraydı. Üreticilerin
(bu biz oluyoruz) şeker kullanımındaki sıkıntıları koku ve damağa hafif ekşilik
ve metalik tatlar ile etki etmiş olsa da hem gövde, hem görüntü ve tadımdaki
hakkını veren kavrukluk beğeni toplamış görünüyor. Standart ortalama
alındığında bir üst sırada olan bu bira ağırlıklı ortalamada bir sıra geride,
bu da kokunun bir tadımda ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Yeni biralarda, yeni gezi
yazılarında buluşmak üzere.
Butik Bira Bir Kültür’dür..Edinin… :)
Butik Bira Bir Kültür’dür..Edinin… :)
BİRA ATÖLYESİ ORDUSU
Elinize sağlık, afiyet olsun.
ReplyDeleteÖzellikle mi Star San tarzı bir şey kullanmıyorsunuz? Bütün süreç içinde en büyük kolaylığı ve rahatlığı sağlayan unsur o. Kesinlikle tavsiye ederim.
Metalik tadı ben de 6 ay beklettiğim biralarda almaya başladım. 3.-4. aylarda sorun yoktu. Zamanla içeri hava sızdırmış olmalı. Benim tahminim kapak kapama aletinin tam performans çalışmaması. Home brew için olan kapama aletlerinden birini almıştım. Bundan sonraki ilk birayı 6 ay bekletip net bir sonuca varabileceğim.
Bu arada Küfe'nin de köpüğü çok güzel gözüküyor. Açıp onun yazısındaki fotoya da baktım, o derece :) Ne kadar şişeleme şekeri kullanmıştınız ki Küfe için?
Aybars
afiyet olsun.....tadını merak ettim......birkaç ay sonra eşe dosta ikram edecek bir ürün çıkaracağım diye düşünüyorum (hammadde sıkıntısı)....kargoya dayanıklı şişede tadım için göndermeyi planlıyorum.....kolay gelsin....
ReplyDeleteAybars Selamlar,
ReplyDeleteStarsun'ımız hiç olmadı,olsa da kullansak. Bir kere daha bu konuda yazışmıştık galiba. nasıl ualaşabiliriz belki bu konuda da sen bizleri yönlendirebilirsin.
Metalik tat birçok farklı etkenden olabiliyor bizim anlayabildiğimiz kadarı ile. Belirli bir oranın üstünde şeker kullanımı, mayanın çalışma sıcaklıklarındaki değişimler vs. tam olarak adını koymak zor. Küçük üretimler yaptığım be bekletilen biraları aylar sonra tekrar içemediğimiz için tadım karşılaştırması yapamıyoruz ancak verdiğim bir-iki eş dost aylar sonra da tatların çok iyi olduğunu iletmişlerdi.
Küfe'de ve diğer biralarımızda ekstra bir durum olmadıkça litre başına 6-7gr şeker kullandık hep. burada hata yaptığımızda mülayim gibi patlayan biralarımız oldu çünkü.
Sizin biralarınız da çok güzel görünüyor. Devamı gelecektir umarım,
Haberleşmek üzere.
Hakan Bey,
ReplyDeletedenemelerinizi ve sonuçlarını merakla bekliyoruz. tadım için göndermeniden sadece utluluk duyarız. tadım notlarını da twitter ve instagram hesaplarımızdan paylaşırız izninizle..
Haberleşmek üzere..
Elinize sağlık,mail ile iletişim kurabilirsek sizlerle tanışmak isterim,özellikle malt ve maya temini konularında yardıma ihtiyacım var.
ReplyDeleteulas.gursoy@gmail.com
This comment has been removed by a blog administrator.
ReplyDelete