Arayı açtığımız için bu turun
eski yazılarını unutmuş veya okumamış olabilirsiniz. İlk günü Brugge Bira
mekanlarında geçen hızlı turumuzun ikinci gününde Brüksel’deyiz. Bira ile yapılan yemekler tadacak, tatlımızı kahve tadında biralar ile yiyeceğiz ve geceyi ağır abilerin sert biraları ile sonlandıracağız.. Keyfin doruklarında bir turun özeti için hazırsanız buyrun;
Bu turun eski yazıları için şu linkler tıklamanız yeterli;
Brüksel 1. Bölüm: http://biraatolyesi.blogspot.com.tr/2014/02/belcika-bira-turubruksel-gittim-gezdim.html
Bir önceki bölümde Moeder
Lambic’te kalmıştık. Buradan özel bir mekana doğru geçiyoruz. (bu arada
ilerlemeyi aşağıdaki haritadan da takip edebilirsiniz. Mekanlar sırası ile
işaretli durumda..)
NUETnigenough, ahşap eski bir dekor, büyük bir ayna, tavanda kristal avizesi ile bir evin
salonu gibi, içeride 5-7 masa ve bir bar, dışarıda da küçük iki masa. Sokaktan
geçerken kesinlikle dikkatinizi çok çekmeyecek bir yer. Ama bira sizin için bir
manyaklığa dönüştü ise burayı zaten listenize eklemişsinizdir. Akşam yemeği
saati yaklaşınca mekan doluyor. Özel bir yer olmasının nedeni sadece özenle
seçilmiş bira menüsü değil, yemeklerin hatta tatlıların bile bira ile
hazırlanıyor, servis ediliyor olması. Rochefort’lu Beef mi istersiniz, Belle Fleur’lu Steak mi? bitiriş için Orval’li puding nasıl olur? Özel tatların bizi
bekliyor!
Nuetnigenough Bira Menüsü
Menüde hangi biralar var yukarıdaki resimde mevcut. Ben bu kadar gezi, seyahate rağmen hala tadına
bakmamış olduğum özel bir birayı seçerek menüyü incelemeyi sürdürüyorum. Saison
Dupont! Yemeklere geçmeden yorumlayalım mı?;
Saison Dupont: Beyaz Köpük, Sarı,
saydam bir renk. Bardakta çok gazlı değil. Koku adeta bir çiçek tarlasına
dalmışsınız gibi, insanı canlandırıyor. Papatyalar, çimen ve bahar kokuları
hakim. Tadım da içim gibi çiçeksi, eğlenceli, canlı, dengeli ve karakterli. Bir
efsane içiyoruz ve önünde saygı ile eğiliyoruz. Alkol oranı %6,5.
Puanım: 9/10
RateBeer Puanı: 99/100
Ee ben de insanım,
sabahtan beri bu kadar yemek ve biranın ardından ufak bir detoks çalışması
yapmayı uygun buldum ve çorba ile giriş yaptım. Bakın bu biralı değil! Naneli
brokoli çorbası. :) Babaannemin yaptığı gibi..
Sonrasında da Tercihim
Belle Fleur’lu steak oldu. Resimler kendini anlatıyor. Menü biraz bulanık
çıkmış ama özellikle ana yemekler çok özel bira sosları ile hazırlanıyor, küçük
oldukça sıcak ve biraları ve yemekleri ile fark yaratan Brüksel’de kesinlikle
ziyaret edilmesi gereken bir restoran.
Menü harika!
Aslında tatlılarını da denemek
isterdim ama listede 2 mekan daha var! Hadi yola koyulalım ve tatlımızı başka
bir mekanda yiyelim.
Manneken Pis Brüksel’e her gelen
turistin ziyaret ettiği meşhur işeyen çocuk heykeli. Neden özeldir, neden
ziyaret edilir bilmiyorum ama 2000 yılında yaptığım interrail’da burada bir
resim çektirmiştim, 13-14 yıl sonra yine aynı mekanda aynı pozu vermek de nasip
oldu bir önceki gelişimde.. Nedenini ben de bilmiyorum. Bu kadar detaya
girmemin nedeni şimdiki mekanımızın bu küçük heykelciğin hemen köşesindeki
POECHENELLEKELDER olması.
Adı yazılması en zor lokasyonlardan
olan bu yer iç mekan olarak oldukça otantik, sıcak ve bir akşam yemeği için
rahatlıkla tercih edilebilir. Ben hemen kapısının önünde etraftaki turistleri
seyretmeyi ve havadar bir tercih yapmayı uygun buldum. Bira menüsünden bir
kesit aşağıdaki gibi. Ben tercihimi garsonun yapmasını istedim ve çikolatalı
bir tatlının yanına bana güzel kahve aromaları olan kesin bir bira getirmesini
rica ettim. Sonuç aşağıdaki resimdeki gibidir;
Zwarte Piet: Devasa kahverengi
bir köpük ve siyah bir renk. Köpük çok kalıcı olmadı ama hafif serin bir havada
dışarıda oturuyorum, etkisi olmuş mudur bilemem. Koku kahve, kavrulmuş arpa ve
hafif şerbetçiotu acılığı. Tadım koyu kahve, vurucu, yumuşak değil!. Kavrulmuş arpa
tınıları ile karakterli, başarılı, alkolünü de hissettiren bir Belçika stout’u..
Damakta tatlar oldukça kalıcı.. Ahh ZİFT ahh, değerni bilmedik.. :)
Puanım:8/10
RateBeer
Puanı: 99/100
Bitmedi, devam. Geceyi
turistlerin ve gençlerin yegane takılma mekanlarından Brüksel’in en ünlü
barlarından ve bir bira sever için vaha olarak adlandırabileceğimiz Delirium’da
kapamak lazım tabi ki..
Delirium Hoppy Loft (Üst Kat)
Delirium’un her katı farklı
zevkler için. Benim büyük çoğunlukla tercihim, hep yalnız gitmek durumunda
kaldığım için alt kattaki bar veya en üst kat olan hoppy loft. Hoppy Loft
musluk menüsünde çok özel biralar bulabiliyor, orta ve alt kata göre nispeten
sakin bir ortamda biranızı içebiliyorsunuz. Ben özellikle yeni kıta biralarını
avrupada bulabildiğim yegane bar olduğu için delirium’da oldukça fazla vakit
geçirmeye çalışıyorum. Bu mekana ilk ziyaretlerimden birinde kendimden geçtiğim
bira tadımları için aşağıdaki linki tıklamanız yeterli.
Ben bu yoğun günün
akşamında ne mi tercih ettim?
Mikkeller Beer Geek Brunch Weasel: Alkol oranı 10,9! Tüm gün içtiklerimizi düşününce hala ayakta olmamız bile
başarı iken bir de bira yorumlayalım bakalım; Dehşetengiz koyu kahverengi
dolgun bir köpük, siyah bir renk, yoğun ve kremamsı bir bira. Koku müthiş
kompleks, kahve, tatlı ve bitter çikolata.. oldukça çekici. Tadım bitter
çikolata, kahve, kavrulmuş kahve. Kesinlikle hafif bir bira değil. Bir önceki
biramız kahve ise bu espresso. Damaklarımızı kavrulmuş tatlara doyurmuş olduk!
Puanım 10/10
RateBeer Puanı: 100/100
Pannepot 2007 Old Fishermans Ale: Efsanevi bira evi
Struise’den. Değişik versiyonlarını tatmıştık. Hadi bunu da yorumlayalım.
Köpüğünden stout olmadığını hissediyorsunuz, renk siyah- koyu kırmızı arası. (karanlıkta
görebildiğim kadarı ile) Koku kırmızı meyveler, vahşi, ekşi, vişne, frambuaz.
Tadım asidik, ekşi, vişne. Beklentinin aksine bir vuruş ile tokat gibi çarpan
bir bira. %10 alkolü de göz önüne almak lazım. Başyapıt.
Puanım 9/10
RateBeer
Puanı: 100/100
Bu bira evinden oldukça fazla bira içtim ve yorumladım. Ama müthiş bir özet ve biraevi hakkında bilgi için açacağım yegane sayfa şu aşağıdakidir;
Gün bitti. Bir sonraki gün için
heyecanlıyım. Nedeni Belçika’da yaşayan Bira Yazarı ve Sevdalısı iki Türk ile
tanışma ve birlikte bira yudumlama planının mevcut olması. Beerader ve YıldırımBiracılık. Müthiş bir gün bizi bekliyor.. Biz de sizi yeni yazıları okumaya
yine buralara bekliyoruz :)
Mikkeler guzel secim, tabii Belcika'da Danimarka kreasyonlari icmek biraz ihanet gibi ama olsun :) Delirium Cafe'de gecirdim 5 gunu (iki seferde) zevkle hatirlarim hala. Sizinle yazsimayi isterim, ozellikle Ratebeer'de aktivasyon oldugunu gordukten sonra...
ReplyDeleteSelamlar,
ReplyDeleteTürkiye'de gerçke bir birasever ile tanışmak benim için bir keyif olur. Biraatolyesi@gmail.com adresine mail atabilirseniz hem rateBeer account'unuzu öğrenmiş olurum hem de belkide güzel bir muhabbetin yolunu açmış oluruz.
Belçika'ya nispeten sık gidiyorum,Delirium dünya biralarına kolay ulaşabildiğimender mekanlardan. bu yüzden burada bira da farklı ülke biralarına yöneliyorum..
Bira Atolyesi,
ReplyDeleteTekrardan ellerine sağlık demek istiyorum bu güzel yazı dizisi için. Bahsettiğin gibi Poechenellekelder ve Nuetnigenough turistik konumlarına rağmen bayağılaşmamış çok özel mekanlar. Poechenellekelder, özellikle De la Senne biraları ; Nuetnigenough ise Alvinne için ziyaret edilebilir. Bildiğim kadarıyla sahiplerinin bu iki biraevinin kurucuları ile yakın dostlukları var. Hatta Alvinne'in Nuetnigenough için özel ürettiği 'Niks Meer Nodig (tr: daha fazlasi gerekmez)' adında bir bira bile var.
Ayrıca bu güzel yazı içindeki beerader.com referansların için de ayrıca teşekkürler. Son yazıyı (özellikle) heyecanla bekliyoruz ;)
Beerader Selamlar,
DeleteYorum ve görüşler için çok teşekkürler. Aslında bu mekanlara gitmeden önce senden tavsiye ve bilgi almak lazım ama olmadı. Gerçi en met ettiğiniz yer de hep kapalıydı ama olsun :) (Delices Caprices)
Belçika Bira hastalığım nedeni ile hep rotamda olan bir lokasyon, Aynı mekanları tekrar ziyaret etmeye vaktim olursa belirttiğin detaylara dikkat edip bu biraları tatmaya çalışacağım. :)
Mekanların hikayeleri eminim çok güzel ve derindir, ama yazıyı çok uzatmamak için bira detayına yoğunlaşıyorum,bu mekanlar için sen bir yazı yazsan eminim büyük keyif ve sayfalarca önemli detay olur.. Bekleriz bu türde yazılar da.. Seyehatname-i Meşrubat'tan sonra bir Mekan-ül Değerlendirme yazı serisi bize ışık tutar.
Bu bölümün son yazısı için beklenti yüksek olmasın, o keyfi kelimelere dökmek zor, ee biraz da kafalar güzel oldğu için 1-2 resim dışında ne bira yorumu ne de lokasyon değerlendirmesi olamayacak gibi..
Görüşmek dileğiyle..
Brüksel'den bira yapımı için alışveriş yaptınız mı? Merkeze yakın bir yerlerde gidip alınabilecek bir dükkan var mı bildiğiniz? Normalde ben otele kargoyla göndertiyorum ama bir arkadaş turla gidecek, öyle bir dükkan varsa rica edeceğim kendisinden uğramasını.
ReplyDeleteAybars
Aybars Selamlar,
ReplyDeleteBrüksel'de bira yapımı ileilgili alışveriş yapmadım. Genelde stoklarımın olduğu döneme denk geldi saırım, bir araştırma da yapmadım.
Yeni malzemeler gelecek anlaşılan, kolay gelsin şimdiden..