Viyana’daki ilk bira turumu
sevgili eşimle gerçekleştirmiştim ve şu yazı ile paylaşmıştım;
İhtişam, Sanat ve Bira: Viyana Bu kez iş
seyahatinin önüne bir gün koyarak gerçekleştirdiğim bu ikinci ziyarette hedefim
yeni yerler görmek ve farklı ülkelerden biralar tadabileceğim barlardı.
Önemli bilgi; Avrupa’da bir
şehirde özel mekanlara gidecekseniz seyahati Pazar günü yapmayın! Çoğu yer
(butik bira tadım ve şişe dükkanları vs) Pazar’ı haftanın günü olarak dahi
kabul etmiyor. ‘Pazar kapalıyım’ demeye bile gerek duymuyor. Normalde de Pazartesi günleri
kapalılar. Barların 14:00 gibi açıldığı, buna da tam uymadıklarını
düşünülünce bu notu aklınızda bulundurun.
Mekanlar;
- 1516 Brewing Company
-
Charlie P’s
-
The Brick Makers
25 Hours Hotel Viyana
Konakladığım otele de bir satır ayırmam gerekli, özel tasarım odaları, gençenerjik çalışanları ve normal-dışı olma konsepti ile 25 Hours Hotel - Viyana'yı çok beğendim.
Daha önceki yazımda 1516’dan
bahsetmiştim. 2. ziyaretimdeki 2 yeni keşfim oldu. Planda daha çok mekan vardı ancak 1,5 güne 'çok mekan' yerine 'çok tadım' hedefi ile devam etme kararı aldım.
1516 Brewing Company: Bir önceki yazıda bu mekanın detayları olduğu
için direkt olarak bir tadım notu paylaşabilirim sanırım.
1516 Manneken Pale Ale: Musluktan.
Görüntü: Bulanık portakal rengi,
köpük beyaz bardağı sarıyor ancak hızlı sönüyor. Bardakta az-orta gazlılıkta.
Koku: Belçika mayası, hafif
şerbetçiotu ve narenciye (portakal), karamelize (candy sugar) şeker tatlılığı..
Damak: Kompleks, tatlı Belçika
biraları havasının yanında hafif narenciye, şerbetçiotu acılığı. Kalıcılık iyi.
Houblon Chouffe'un gerisinde ama iyi.
Bu biranın şansızlığı yanında
sipariş ettiğim ve müthiş acı tavuk kanadı oldu. Kurtulanlar için bardak su
bedava sözünün şaka olmadığını yedikçe anladım, eşlik açısından keyifliydi
ancak bira tadımı için uygun olmadı.
Charlie P’s: Bu mekan bir bar- restoran. Butik bira kadar butik
mutfağıyla da fark yaratmaya çalışıyor. Ben bira listesini çok beğendim. Yerel
ya da yakın bölge ülkelerden de bir şeyler tatmaya çalıştım. Notlar aşağıdaki
gibi oluştu.
Beavertown Gamma Ray: Londra merkezli bu butik bira evi son dönemde
hem müthiş biraları hem de harika şişe, kutu tasarımları ile dikkat çekiyor. Bu biraevine dair ilk
kancayı
‘Türk Bira Yazarları Toplantısı’ da
Beerader tarafından getirilen Kan
portakallı
Bloody ‘Ell atmıştı. Gamma Ray tadım notları şu şekilde;
Görüntü: Saydama yakın hafif
bulanık, portakal rengi, köpük sabun köpüğü kıvamında, ortada sönük Bardağın
duvarlarında kuvvetli.
Koku: Tropik meyve, narenciye,
hafif tatlı, hafif acı. Dengeli bir komplekslikte.
Tadım: Kokuya izler şekilde
kompleks, vurucu olmamakla birlikte dengeli. Tropikal meyve, malt, şerbetçiotu
acılığı hepsi var ve kararında. IPA değil Pale ale. Tam Sınırda, çok dengeli.
Avusturya’dayız, yerel butiklerden
de tatmalıyız tabi ki;
Brauwerk Hausmarke 3 - Porter :
Görüntü: Simsiyah renk kahverengi
2 parmak hızlı sönen köpük..
Koku: Kavrulmuş malt ve hafif
acılık sunuyor.
Tadım da çok gövdeli ve kompleks
değil. Kavruk malt tatları orta-az gövde ve hafif acılık.. Ortalama üstü bir
bira.
Bu biranın yanında tercih ettiğim
çilekli, karamel dondurmalı tatlı harika bir uyum gösterdi. Porter’a özgü
kavruk, kahvemsi tatlar bu tür bir tatlının yanımda müthiş oluyor. Kahve yudumlamak
yerine kesinlikle tercih edilebilecek bir eşleşme.
Bevog Tak Pale Ale:
Görüntü: Koyu portakal rengi,
bulanık, köpük 1-1,5 parmak kalıcı bardakta orta gazlı.
Koku: Tropikal meyve, şerbetçiotu
acılığı, şeftali.
Tadım: Kompleks, narenciye,
şeftali, malt tatları yanında dengeli bir şerbetçiotu acılığı.
Bevog hem damağı hem de güzel
tasarımlı biraları etiketleri ile ilgiyi hak eden bir butik bira evi. Avusturya
dışında ulaşmanın zor olduğunu düşünüyorum ama bulduğum yerde farklı biralarını
da deneyimlemeyi arzu ederim.
Son mekanımız butik bira-severler
için vaha niteliğinde:
‘The Brickmakers’ müthiş bir musluk menüsü, harika
biralarla dolu dolaplarının yanında atmosferi de çok güzel. İlk gün kapanmaya
30 dk kala içeri girip hızlı bir bira için 1-2 şişe aldığımda 2. günümü burada
geçirmeyi çoktan planlamıştım. Merkeze biraz uzak ve benim otelime de 15 dk
yürüme mesafesi olsa da buna değdi. Dönüş yolunda oteli bulabildiğime göre
aslında biraz daha bira deneyebilirmişim.
:)
'The Brickmakers' butik bira severler için bir vaha..
To Ol – Sur Citra: Danimarka merkezli bu butik bira evi ile ilgili yorum
ve paylaşımlara çok sık rastlıyordum, musluktan bir birasını içerek yorumlamak
özel olacak. Ayrıca seyehatimdeki ilk
ekşi ale olması nedeni ile de özel..
Görüntü: Açık portakal rengi bulanık,
köpük beyaz, bardağı sarıyor, çok küçük baloncuklu ve hızlı sönse de Üstte ince
bi tabaka kalıcı.. Koku kompleks, limoni şerbetçiotları, ekşilik, ipa ile ekşi
ale karışımı. Yaş üzüm ve şerbetçiotu belirgin burunda. Tadım vurucu derecede
ekşi, limoni, üzüm tatları yanında hafif şerbetçiotu acılığı mevcut. Kalıcılık
yüksek.
Thornbridge Jaipur:
Görüntü: Pilsnerlerden bile açık
sarı ve saydam. Köpük beyaz. Kalıcılığı düşük.
Koku: Narenciye, Tropik meyve
ancak çok vurucu değil. IPA'ya özgü şerbetçiotu kokuları belirgin.
Damak: Başta yumuşak, kolay
içimli ve meyvemsi ancak ardından yavaş yavaş yükselen ve damağı saran bir
şerbetçiotu acılığı artarak uzun süre kalıyor. Bu birayı özel kılan en önemli
etken. Derinlik olmasa da kalıcılık ve zamanla artması farklı bir özellik
vermiş.
Gezide tattığım diğer
biralar;
1516 Brewing Co. - Kimber
Mikeller
Running Club – Pilsener
Tiny
Rebel – One Inch Punch – Session IPA
Viyana’ya gerçekleşen bir tur, şnitzel yemeden
tamamlanmış sayılmaz değil mi? Bizim tercihimiz Plachutta: Gasthaus zur Oper idi ve gerçekten yedeğim en güzel şnitzeldi.
Devasa büyüklükte, doyurucu, yağa boğulmamış, içi sulu şnitzel, dolgun, çiçeksi
ve hafif Pilsner ile müthiş uyumluydu.
Her seyahatte olduğu gibi yine
özel şişeler ile yurda giriş yaptık. Pazar ve Pazartesi günleri için planlanmış
bir seyahat olduğu için barlardan alınan şişeler dışında havaalanından alınan
Maker’s Mark Burbon ve Japon Nikka’lar resimde ilgi çekiyordur sanırım.
Bir sonraki yazıda görüşmek
üzere. Yine eksik mekanlar kaldı. Peki sizin önerileriniz var mı? Paylaşırsanız
sevinirim.
- Bira Atölyesi